Dönüşüme Olan İhtiyacımız
İnsan kendini tanımlarken zamana ve koşullara yönelik açıklamalar yapar. Zihin her zaman tanımlayabildiği alanları sever. Tanımlayabildiği, çerçeveleyebildiği kadar özgürdür çünkü. Kendine yeni alanlar çizer ve konfor alanında kendi öngördüğü şekilde yaşamayı hedefler.
Bilinç kısmında ise işler bu şekilde yürümez. Çünkü bilinç genişlemeye programlıdır. Keşfetmeye, büyümeye, bildiğinin dışına çıkıp anılmaya, dönüşmeye ... Bu durum zihin için çoğu zaman ürkütücüdür. Bildiği yakıcı deneyimlerin yeniden tekrar etmesi döngüyü tekrarlattırmak bir görevdir onun için. Bilinçaltından bilgileri çeker bize yeniymiş gibi görünen eski gerçeklikleri sunar.
Peki ne yapmalı...? Ezber bilgilerin ötesine geçersek genel bir tavsiye verebilecek bir konu değil bu aşama. Çünkü her dönüşüm ve döngü kişiye özel. Her an bize özel farkındalıklarla açılıyor. Ve bizim dünyamızda şekil alıp büyütüyor. Büyüdükçe yeni iklimlere, yeni enerjilere tanık oluyoruz.
Her birimiz için ortak olan bir şey varsa *yola çıkma* cesaretimiz. Yol ise değişken. Yol bizi karşılar, zihnimize göre acı deneyimler gibi görünse de yol bizi sarıp sarmalar... Ve dönüşümün kapılarını açarız.
Dönüşüm en özel ihtiyacımız. Dönüşüm yolunda kalabilmek dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder